20 Haziran 2015 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 29392 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2015/7726 5544 sayılı Meslekî Yeterlilik Kurumu Kanunu kapsamında yetkilendirilmiş
sınav ve belgelendirme kuruluşlarının gerçekleştireceği sınavlarda başarılı
olan kişilerin işsizlik sigortası fonundan karşılanacak sınav ücretleri hakkındaki
ekli Kararın yürürlüğe konulması; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının
5/5/2015 tarihli ve 15 sayılı yazısı üzerine,
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun ek 3 üncü maddesine göre,
Bakanlar Kurulu’nca 14/5/2015 tarihinde kararlaştırılmıştır.
http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/06/20150620.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/06/20150620.htm |
23 Haziran 2015 Salı
22 Haziran 2015 Pazartesi
HERKES İÇİN EĞİTİM 2015 RAPORU
“Herkes için Eğitim” (Education for All
- EFA) 2015 yılı Küresel İzleme Raporu (Global Monitoring Report-GMR) Nisan
ayında kamuoyuna açıklanmıştır. "Education For All 2000-2015: Achievements
and Challenges" başlığıyla, EFA hedefleri bağlamında gelinen noktanın
muhasebesini yapan rapora http://unesdoc.unesco.org/images/0023/002322/232205e.pdf,
Rapor Önsözünde UNESCO Genel Direktör
Irina Bokova;
- 2000 yılında Dakar'da yapılan Dünya
Eğitim Forumunda kabul edilen "Dakar Eylem için Çerçeve" belgesiyle
belirlenen 2000-2015 dönemi EFA hedeflerinde büyük ilerlemeler sağlandığını,
ancak hükümetlerin, sivil toplumun ve uluslararası toplumun tüm çabalarına
rağmen bu hedeflere ulaşılamadığını;
- 2000 yılından bu yana okula gidemeyen
çocuk ve gençlerin sayısında yaklaşık yarı yarıya azalma ve okula gidebilen
çocukların sayısındaki 34 milyon artışın olumlu gelişmeler olduğunu; en büyük
ilerlemenin bilhassa ilköğretim okullaşma oranlarında cinsiyet eşitliğinin
sağlanmasında yaşandığını;
- Diğer yandan, dünyada 58 milyon
çocuğun halen okula gidemediğini ve 100 milyon çocuğun ise ilköğrenimini
tamamlayamadığını; eğitimde eşitsizliğin arttığını ve bunun faturasını en
yoksul kesimlerin ödediğini; çatışma alanlarında okula gidemeyen çocukların
oranının daha da arttığını; ayrıca ilköğretimdeki düşük öğrenme kalitesinin,
çocukların temel becerileri edinememesine sebep olduğunu;
- Eğitime yeteri kadar mali kaynak
ayrılmadığını; birçok hükümetin genel olarak harcamaları artırdığını, ancak çok
azının ulusal bütçede "eğitimi" öncelikler arasına aldığını; benzer
tablonun, eğitim sektörüne tahsis edilen dış yardımlarda da mevcut olduğunu ve
donör ülkelerin 2010 yılından bu yana eğitim alanındaki dış yardımlarını
azalttıklarını;
- Bu dönemden çıkarılacak derslerin
açık olduğunu; yeni eğitim hedeflerinin daha açık ve ölçülebilir olması
gerektiğini; marjinalize olmuş ve dezavantajlı gruplara öncelik verilmesinin
zorunluluk olduğunu belirtmektedir.
3) Raporun birinci kısmında, 2000-2015
dönemi EFA hedefleri bağlamındaki tespitler;
Hedef 1: Okul Öncesi Bakım v e Eğitim
Çocuk ölüm oranlarındaki % 50'lik
düşüşe rağmen, 2013 yılında 6,3 milyon 5 yaş altı çocuğun, çoğunlukla
önlenebilir vakalardan dolayı hayatını kaybettiği; çocuk beslenmesi konusunda
önemli iyileşmeler sağlanmakla beraber, halen dünyada dört çocuktan birinin
beslenme eksikliği nedeniyle yaşına göre kısa boylu olduğu; 2012 yılında 184
milyon çocuğun okul öncesi eğitimde yer aldığı ve bunun 1999 yılına göre
2/3'lük bir artış teşkil ettiği vurgulanmaktadır.
Hedef 2: İlköğretimde Okullaşmanın Evrenselleştirilmesi
İlköğretimdeki okullaşma oranının
1999'da % 84 iken, 2015 yılında % 93 olarak gerçekleşmesinin beklendiği;
özellikle Sahraaltı Afrika ülkelerinde okullaşma oranlarında önemli artış
yaşandığı; yine de halen 58 milyon çocuğun okula gidemediği; okulu terk
oranlarının endişe verici olduğu ve Sahraaltı Afrika'da % 20'ye ulaştığı; 2015
yılı itibarıyla her altı çocuktan birinin, yani yaklaşık 100 milyon çocuğun
ilköğrenimini tamamlayamayacağı belirtilmektedir.
Hedef 3: Gençlerin ve Yetişkinlerin Becerilerinin
Geliştirilmesi
Erken dönem ortaöğretimde okullaşma
oranının 1999'da % 71 iken, 2012'de % 85'e ulaştığı; ancak ilköğretimden
ortaöğretime geçişte yüksek gelirli ve düşük gelirli ülkeler arasındaki
dengesizliklerin sürdüğü; 1999 yılından bu yana 94 ülkenin parasız ortaöğretime
geçtiği ifade edilmektedir.
Hedef 4: Yetişkin Okuryazarlığı
Dünyada 781 milyon okur-yazar olmayan
yetişkin bulunduğu; 2000 yılında % 18 olan okur-yazar olmayan yetişkin oranının
ancak yüzde 14'e düşürülebildiği; dolayısıyla bu oranın yarı yarıya azaltılması
hedefine ulaşılamadığı; bu konuda cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda
ilerleme kaydedilmekle beraber, tam eşitliğe keza ulaşılamadığı
belirtilmektedir.
Hedef 5: Cinsiyet Eşitliği
İlköğretimde 2015 yılı itibarıyla,
ülkelerin % 69'unun cinsiyet eşitliğine ulaşmasının beklenirken, ortaöğretimde
ilerlemenin daha yavaş olduğu ve bu oranın % 48'de kaldığı; özellikle Sahraaltı
Afrika'da en fakir kızların, okula hiç gidememe riskine en fazla maruz durumda
oldukları vurgulanmaktadır.
Hedef 6: Eğitim Kalitesi
İlköğretimde öğretmen başına düşen
öğrenci sayısının, veri elde edilebilen 146 ülkenin % 83'ünde azaldığı;
ülkelerin üçte birinde, ilköğretimdeki öğretmenlerin % 75'ten azının ulusal
standartlara uygun şekilde eğitim aldığı; erken dönem ortaöğretimde, veri elde
edilebilen 105 ülkeden 87'sinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 30'un
altında olduğu; ülkeler tarafından yapılan öğrenme durumu değerlendirmelerinin
sayısı 1990 yılında 12 iken, 2013 yılında bu sayının 101'e çıktığı ifade
edilmektedir.
SONUÇLAR
Rapordaki her bölümün sonuçlar başlığı
altında özetle; EFA'nın her çocuğun okula gidebilmesini sağlamaya yönelik bir
çabadan ibaret olarak algılandığı ve gelişmekte olan ülkeler için daha çok
anlam ifade ettiği; bu algının eğitim kalitesi, okul öncesi eğitim ve
yetişkinlerin eğitimi gibi önemli konulara ilginin düşük kalmasına sebep
olduğu; genel olarak bakıldığında, ilköğretimde okullaşmanın evrensel hale
getirilmesi hedefine bile ulaşılamazken, diğer iddialı hedeflerde başarıdan söz
edilmesinin mümkün olamayacağı; ancak küçümsenmemesi gereken ilerlemelerin de
sağlandığı; eğitimde sağlanan ilerlemelerin izlenmesinin Dakar'dan bu yana
önemli gelişim gösterdiği; sonuç olarak, EFA ortaklarının tüm taahhütlerini
yerine getirmemiş olmasına rağmen, programın bazı yönlerden başarılı olarak
nitelendirilebileceği; eğitimde ilerleme sağlamak için siyasi iradenin büyük
önem arz ettiği kaydedilmektedir.
4) Raporun ikinci kısmında 2015 sonrası
eğitim gündemine ilişkin olarak özetle;
- "2015 sonrası Sürdürülebilir
Kalkınma Hedefleri" (SDG) altında dördüncü hedef olarak yer alan eğitim
hedefi ve alt hedeflerinin, eğitimdeki tüm aşamaların birbirleriyle ilintili
olduklarını teslim ederek, EFA programının bütüncül yaklaşımını daha iyi
yansıttığı;
- Birçok eğitim hedefinin açık bir
şekilde tanımlanmadığı ve beklenen sonuçların da yeterince açık olmadığı; bunun
2030 hedeflerine ulaşılmasını olumsuz yönde etkiliyebileyeceği;
- Bazı hedeflerin ölçülebilir olmadığı;
ölçülebilir olmayan hedeflerin hesap verilebilirlik seviyesini de azaltacağı;
- Eğitime erişimde eşitlik konusuna
yeterince değinilmediği; parasız ve zorunlu temel eğitime atıfta
bulunulmamasının endişe verici olduğu;
- Yetişkin eğitimi konusunun, hayat
boyu öğrenme için her hâlükârda temel bir gereksinim olduğu; ancak bu konunun
EFA hedeflerinde yer alırken, SDG'ler altındaki eğitim hedeflerinde yer
almadığı;
- Yeni eğitim gündeminin eşitlik
boyutunun gerçekleştirilebilmesi için, ülkelerin politika hedeflemelerini
yükseltmeleri, kaynaklarını artırmaları ve ulusal seviyedeki eşitsizlik
göstergelerini belirlemeleri gerektiği;
- 2030 yılı itibarıyla geç dönem
ortaöğretimde okullaşmanın evrensel hale getirilmesi hedefinin gerçekçi
olmadığı; raporun öngörülerine göre bu hedefe mevcut gidişatla 21. yüzyılda
ulaşılamayacağı;
- Geç dönem ortaöğretimde okullaşmanın
evrenselleştirilmesi hedefi üzerine odaklanmanın, temel eğitimde kalitenin
artırılması gibi önemli bir hedefin ihmal edilmesine yol açabileceği;
- Ulusal kaynakların 2030 yılı
itibarıyla temel eğitim hedeflerini karşılamak için yeterli olmayacağı; dış
finansman açığının 2015-2030 dönemi boyunca yıllık 22 milyar ABD Doları olarak
hedeflendiği ve bunun yaklaşık yarısı olan 10,6 milyar Dolar'ın düşük gelirli
ülkeleri ilgilendirdiği;
- Eğitime sağlanan mali yardımların
önümüzdeki birkaç yıl da durgun seyrini koruyacağının öngörüldüğü; 2030
itibarıyla temel eğitim hedeflerinin gerçekleştirilmesi için eğitim alanında
düşük ve alt-orta gelir grubunda yer alan ülkelere sağlanan dış yardımların en
az dört katı artması gerektiği;
- Önceki dönemden alınan dersler
ışığında, yeni hedeflere ulaşılabilmesi için hükümetlerin siyasi taahhütlerinin
devamının sağlanması; eğitim sektöründe bilgi ve uzmanlığın çeşitlendirilmesi;
ulusal politika yapımının ve uygulanmasının güçlendirilmesi ve çok daha fazla
mali kaynağın harekete geçirilmesi gibi hususların kilit önemde olduğu
belirtilmektedir.
5) Raporda ülkemize yapılan atıflar
aşağıda sunulmaktadır:
Türkiye'ye atıflar
- Raporun 48. sayfasında yer verilen 1.1
no'lu grafikte, ülkemiz Orta ve Doğu Avrupa'da çocuk ölüm oranlarının
azaltılmasına ilişkin Bin Yıl Kalkınma Hedefine ulaşma ihtimali düşük olan
ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 52. sayfadaki 1.4 no'lu grafikte
ülkemize, çocukların beslenmesinde önemli iyileşme sağlayan ülkeler arasında
yer verilmektedir.
- Arjantin, Brezilya, Fas, Hindistan,
Peru ve Türkiye'de yapılan çalışmalarda, okul öncesi eğitimin, ilköğretime
kayıt, sene tekrarı ve okul terklerinin önlenmesi ve ilköğretimin ilk
dönemlerinde başarı konularına olumlu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu etki,
yoksul ve marjinalize olmuş çocuklar söz konusu olduğunda çok daha büyük
olabilmektedir. (s.58, Kısım 1, Bölüm 1)
- 60. sayfada yer alan grafiklerde,
ülkemiz, okul öncesi eğitim sistemi ve okullaşma oranlarında hızlı ilerleme
sağlayan ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 79. sayfadaki grafikte, ülkemiz
ilköğretim okullaşma oranlarında 1999 yılından bu yana ilerleme sağlayan
ülkeler arasında yer almaktadır.
- "Daha önceki GMR raporlarında da
ortaya konulduğu üzere, Guatemala'da Q'eqchi dilini, Nijerya'da Hausa dilini ve
Türkiye'de Kürtçe'yi konuşanların, ekonomik olarak ve eğitimle ilgili olarak
daha çok mahrumiyet yaşaması muhtemeldir." (s.96, Kısım 1, Bölüm 2)
denilmektedir.
- "2013 yılı Aralık ayı
itibarıyla, 4,8 milyon okul çağındaki Suriyeli çocuğun 2,2 milyonu okula
gidemezken; yarım milyonu ise Irak, Mısır, Türkiye ve Ürdün'de sığınmacıydı.
"The Syrian Network for Human Rights" adlı STK, Suriye hükümetinin
binlerce okulu gözaltı ve işkence merkezine dönüştürdüğünü ve çok sayıda okulun
da kışlaya çevrildiğini iddia etmektedir." (s.104, 2.4 No'lu kutucuk)
şeklinde bir atıf yapılmaktadır.
- "Suriye'de 'Save the Children'
adlı STK tarafından eğitim konulu ve koordinasyon rolü olan bir çalışma grubuna
ev sahipliği yapılmaktadır. 'Suriye Bölgesel Müdahale Planı', Irak, Mısır,
Türkiye ve Ürdün'deki eğitim faaliyetlerini incelemektedir. Eğitim ve Suriyeli
sığınmacılar kriziyle ilgili yüksek düzeyli bölgesel bir konferans
düzenlenmiştir. Faaliyetler arasında okul malzemesi tedariği, okulların ve
öğrenme merkezlerinin rehabilitasyonu ve yaz okulları düzenlenmesi yer
almaktadır. En az 16 kampta çocuklara özel alanlar oluşturulmuştur."
(s.104, 2.4 No'lu kutucuk) beyanına yer verilmektedir.
- 124. sayfadaki 3.8 No'lu tabloda,
2000 yılında yapılan "Dakar Dünya Eğitim Forumu" toplantısından bu
yana, üniversite eğitiminin kadına nazaran erkek için önemli olduğunu
düşünenlerin oranında değişiklikler olduğu, bunun her ülkede olumlu yönde gerçekleşmediği
belirtilmekte, ülkemizde bu oranın azalış gösterdiği kaydedilmektedir.
- 138. sayfada yer alan 4.1 No'lu
tabloda, çok sayıda ülkenin, 2015 itibarıyla okur-yazar olmayan yetişkinlerin
oranını yarı yarıya azaltma hedefine ulaşamayacağı ileri sürülmekte; öte yandan
ülkemiz bu hedefe ulaşabilen ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 139. sayfada yer alan 4.2 No'lu
tabloda ise, 2015 yılı itibarıyla okur-yazar yetişkinlerin oranlarında
kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasında büyük ilerlemeler sağlayan ülkeler arasında
Türkiye'ye de yer verilmektedir.
- 156. sayfadaki 5.1 No'lu tabloda,
ilköğretimde kız-erkek okullaşma oranları arasında farkların azalmakla beraber,
bazı ülkelerde bu farkın halen yüksek seviyelerde olduğu belirtilmekte;
ülkemiz, bu alanda cinsiyet eşitliğini sağlamış ülkeler arasında
gösterilmektedir.
- 160. sayfadaki 5.4 No'lu tabloda,
2011-2012 yıllarında kızların ilköğretime kaydolma eğilimlerinin daha düşükken,
erkek öğrencilerin de okulu bırakma eğilimlerinin daha yüksek olduğu
belirtilmekte, ülkemiz, bu alanda da "cinsiyet eşitliği" alanında
belli standartlara ulaşmış ülkeler kategorisinde tanımlanmaktadır.
- 162. sayfadaki 5.6 No'lu tabloda,
ortaöğretimde kız-erkek okullaşma oranları arasındaki fark azalmakla beraber,
bazı ülkelerde farkın halen büyük olduğu belirtilmekte, ülkemiz keza bu alanda
cinsiyet eşitliğini sağlayabilmiş ülkeler arasında zikredilmektedir.
- (s.166, Kısım 1, Bölüm 5)
"Türkiye ve Hindistan, ilköğretimde ve erken dönem ortaöğretimde,
kız-erkek okullaşma oranları arasındaki farkları kapatmışlardır. Türkiye'de,
ilköğretim ve erken dönem ortaöğretim okullaşma oranlarının yükseltilmesi için
yapılan mevzuat değişikliği ve okul inşaatları, fakir hane halklarında yaşayan
kız çocuklarının okula gönderilmesine mali teşvik sağlanan bir ulusal
farkındalık kampanyasıyla desteklenmiştir." denilmektedir.
- (s.167, Kısım 1, Bölüm 5)
"Türkiye'de, kızların okullaşma oranının artırılması için yürütülen ulusal
bir kampanyaya çok sayıda paydaşın dahil edilmesi, hedef illerde kayıt
oranlarının artışıyla sonuçlanmıştır." beyanına yer verilmektedir.
- (s.167, Kısım 1, Bölüm 5)
"Türkiye'nin anayasasında ve ceza kanununda kadın hakları halen tam olarak
koruma altında değildir. Evde kadına karşı şiddet oranı yüksek seyretmekte,
kadınların siyasi alana ve işgücü piyasasına katılımları düşük
kalmaktadır." denilmektedir.
- 168. sayfadaki 5.1 No'lu kutucukta,
"Haydi Kızlar Okula"
kampanyası anlatılarak, kampanyanın hedef illerde kızların okullaşma oranının
artırılmasında başarı sağladığı belirtilmektedir.
- 182. sayfadaki 5.9 No'lu tabloda,
matematik alanında erkekler kızlardan daha başarılıyken, kızların da okumada
erkeklerden daha başarılı oldukları belirtilmekte ve bu durumun geçerli olduğu
ülkeler arasında ülkemize de yer verilmektedir.
- "Öğretmenler, Çin, Mısır, Kore
Cumhuriyeti, Singapur ve Türkiye'de Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'dan
(Yunanistan hariç), daha yüksek statüye sahiptirler. Almanya'da insanların
yüzde 20'sinden azı çocuklarını öğretmen olmaya teşvik ederken, Türkiye'de bu
oran yüzde 40, Çin'de ise yüzde 50'ye ulaşmaktadır." (s.201, Kısım 1,
Bölüm 6)
- "Türkiye'de ilköğretim
müfredatı, işgücü piyasasındaki değişikliklere uyum sağlanması amacıyla 2004
yılında gözden geçirilmiştir. Aynı zamanda AB üyeliğine aday olan Türkiye, AB
standartları ve eğitim perspektifini benimseme konusunda açık bir siyasi
iradeye sahiptir." (s.206, Kısım 1, Bölüm 6)
- "Türkiye'de 2004 yılında
getirilen yeni müfredatla, geleneksel bilgi temelli müfredattan, iletişim,
soruşturma, girişimcilik ve bilgi teknolojilerinin kullanımına odaklanan beceri
temelli yaklaşıma geçilmiştir. (s.207, Kısım 1, Bölüm 6)
- "Türkiye'de sınav uygulamaları,
müfredat hedefleriyle uyumlu hale getirilmemiş; bu durum, okulların eğitim
alanında başarıyı garanti etmediği anlayışını yerleştirmiş ve özel ders
talebinin artmasına yol açmıştır." (s.208, Kısım 1, Bölüm 6)
- "Ortaöğretimde dil ve
yoksulluktan kaynaklanan dezavantajlar sürmektedir. GMR ekibi tarafından
gerçekleştirilen yeni analiz, Türkiye'de 15 yaşında Türkçe konuşmayan, ağırlıklı
olarak Kürtçe konuşan çocuklar PISA 2012 değerlendirmesinde en düşük başarı
oranlarını elde etmişlerdir. Türkçe konuşmayan, yoksul çocukların yüzde 50'si,
ulusal ortalama yüzde 80 iken, okumada asgari öğrenme başarısına
ulaşabilmiştir." (s.210, Kısım 1, Bölüm 6)
- 222. sayfada yer alan 7.1 No'lu
tabloda, birinci EFA hedefi olan, okul öncesi eğitimde okullaşma oranının 2015
yılı itibarıyla en az % 80'e çıkarılmasına ilişkin olarak, ülkemiz bu hedefi
yakalama ihtimali düşük görünen, ancak hedefe varma yolunda güçlü ilerleme
sağlayan ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 223. sayfadaki 7.2 No'lu tabloda,
ikinci EFA hedefi olan, 2015 yılı itibarıyla ilköğretimde evrensel okullaşmaya
ulaşılmasına ilişkin olarak, ülkemiz bu hedefe yakın, ancak yavaş ilerleyen
ülkeler (% 95-96) arasında yer almaktadır.
- 231-234. sayfalarda yer alan
ülkelerin EFA performansına ilişkin tabloda, ülkemize 65. sırada ve orta
seviyede ilerleme sağlayan ülkeler arasında yer verilmektedir.
17 Haziran 2015 Çarşamba
Öğretmenlere İngilizce Öğretimi (TeachEnglish)
İster İngilizce öğretmenliğine yeni başlamış olun, ister sınıf içi becerilerinizi geliştirmeyi ve kariyer olanaklarınızı artırmayı hedefliyor olun, British Council size mesleki gelişim için gerekli desteği ve fırsatları sağlıyor.
www.teachingenglish.org.uk
İngilizceyi daha verimli bir biçimde öğretmenizi sağlayacak kurslar, materyaller, kaynaklar, online forumlar ve destek ağları sunuyoruz.
http://www.britishcouncil.org.tr/teach
Öğretmenler için Ücretsiz Web-Seminerleri
İngilizce öğretmenleri için düzenlenen web-seminerlerimize katılın.
http://www.britishcouncil.org.tr/teach/webinars
İngilizce Öğretimi Kaynakları
İngilizce öğretmeni ya da İngilizce eğitimi uzmanıysanız, British Council’ın sunduğu çok sayıda kaynaktan yararlanabilirsiniz.
http://www.britishcouncil.org.tr/teach/resources
Okullara Öyküler
British Council, Türkiye ve Birleşik Krallık’tan çocuk kitabı yazarlarını bir araya getirerek, İngilizce öğretmenleri için ücretsiz öyküler ve destekleyici ders materyalleri hazırladı.
http://www.britishcouncil.org.tr/teach/stories-for-schools
İngilizce Eğitimi Toplulukları
British Council, Türkiye’de birçok farklı öğretmen derneği ve özel dil okuluyla birlikte çalışıyor.
http://www.britishcouncil.org.tr/teach/communities
İngilizce Öğrenimi (LearnEnglish) British Council’ın sunduğu ücretsiz İngilizce öğrenme siteleri
Aktivitelerle İngilizce
British Council’ın İngilizce öğrenmek isteyen yetişkinler için tasarlanmış ücretsiz web sitesi sayesinde İngilizceyi online olarak öğrenebilirsiniz. Sitede yüzlerce sayfa dolusu sesli ve görüntülü kaynak ve metnin yanı sıra 2.000’in üzerinde interaktif alıştırma bulunuyor. Siteye üye olarak siz de katkıda bulunabilir, diğer kullanıcılar ile iletişim kurabilir ve ücretsiz kaynaklarımızı bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
http://learnenglish.britishcouncil.org/en/
Oyunlarla İngilizce
Bir yandan oyun ve fıkralarla eğlenirken bir yandan İngilizce öğrenebilirsiniz. Her zevke hitap eden oyunlarımızla ister İngilizcenizi geliştirin, ister yalnızca eğlenin. Ayrıca sitede yüzlerce resimli fıkra ile oyun oynayın, hem keyifli vakit geçirin hem de İngilizce öğrenin.
http://learnenglish.britishcouncil.org/en/fun-and-games
Ses ve Görsellerle İngilizce
İngilizcenizi geliştirmeniz için çok sayıda sesli ve görsel içeriğe ulaşabileceğinizi biliyor musunuz? Sesli ve görüntülü kaynaklarımız arasında podcast öyküler, sesli bir dizi ve BBC tarafından televizyon için hazırlanmış ve farklı durumlarda kendinizi nasıl ifade edeceğinizi gösteren İngilizce eğitim programı videoları yer alıyor.
http://learnenglish.britishcouncil.org/en/listen-and-watch
Çocuklar için İngilizce
LearnEnglish Kids, İngilizce öğrenen 5-12 yaş arası çocuklar için tasarlanmış eğlenceli bir eğitim sitesi. Sitede çocukların kelime dağarcığını ve dilbilgisini geliştirecek oyunlarla beraber, şarkılar, öyküler, videolar ve pek çok aktivite yer alıyor. LearnEnglish Kids’de öğretmenler ve ebeveynlere de yer var. Yazdırabileceğiniz ücretsiz kaynaklar ve ebeveynler için hazırlanmış destek bölümüyle, çocuğunuzun İngilizceyi sınıfın dışında da öğrenmesine yardımcı olun.
http://learnenglishkids.britishcouncil.org/en
Gençler için İngilizce
İngilizce öğrenmekte olan bir genç misiniz? Ortaokul ya da lisede okuyan çocuğunuz İngilizce mi öğreniyor? LearnEnglish Teens web sitesi, 13-17 yaş arası gençlere göre tasarlandı. Sitede, dil alıştırmaları, sınavlar hakkında yararlı ipuçları, dilbilgisi ve kelime dağarcığını geliştirmelerine yardımcı olacak kaynakların yanı sıra, eğlenceli aktiviteler, oyunlar ve bulmacalar da yer alıyor.
http://learnenglishteens.britishcouncil.org/
Mesleki İngilizce
İngilizce biliyorsunuz ama mesleki İngilizcenizi geliştirmek mi istiyorsunuz? Mesleki İngilizcenizin yeterli olup olmadığını mı merak ediyorsunuz? İngilizcenin ana dil olduğu uluslararası pozisyonlara mı başvurmak istiyorsunuz? Mesleki İngilizcenizi geliştirmenize yardımcı olacak doğru kaynaklar burada.
http://learnenglish.britishcouncil.org/en/business-and-work
tbolla İngilizce
İngilizce öğreniyor ve futbolla ilgileniyorsanız, Premier Skills English ile bir yandan İngilizcenizi geliştirirken, bir yandan da Premier Lig takımları ve futbolcuları hakkında bilgi edinebilirsiniz. Sitede maçları takip edebilir, Premier Lig kurallarını öğrenebilir, oyunlar oynayabilir ve bilginizi ölçecek testler bulabilirsiniz.
http://premierskillsenglish.britishcouncil.org/
Uygulamalar
Eğlenceli ve heyecanlı uygulamalarımızla İngilizcenizi geliştirin. Tüm aile için tasarlanan oyunlar, podcastlar, videolar ve alıştırmalar hem evinizde hem de dışarıda İngilizce öğrenmenize yardımcı olacak.
http://www.britishcouncil.org.tr/english/apps
15 Haziran 2015 Pazartesi
E-KONFERANSLAR ORTAOKUL VE LİSE ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ İLE BİLİME YOLCULUK
Öğrencilerimizin
Fen Bilimlerine, Eğitim Bilimlerine, Sosyal Bilimlere olan ilgilerini artırmak,
Temel Bilimleri sevdirmek,
Öğrencilerimizin
Bilime ilgi duyan bireyler olmasını sağlamak,
Fen
bilimleri ve Temel Bilimler sayesinde kendileri için, ülkemiz için neler
yapabileceklerini örnekleriyle görmelerini sağlamak,
Başaralı ve örnek insanlarla ve bilim adamlarıyla birebir görüşerek sağlamak,
E-konferanslara kayıt olmak için:
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
PROJE YÖNETİCİSİ:
AYŞENUR ÖZDEMİR
aysnozdemir@gmail.com
14 Haziran 2015 Pazar
HERKES İÇİN EĞİTİM 2015 RAPORU
HERKES İÇİN EĞİTİM 2015 RAPORU[1]
1)“Herkes için Eğitim” (Education for
All - EFA) 2015 yılı Küresel İzleme Raporu (Global Monitoring Report-GMR) Nisan
ayında kamuoyuna açıklandı.
"Education For All 2000-2015: Achievements
and Challenges" başlığıyla, EFA hedefleri bağlamında gelinen noktanın
muhasebesini yapan rapora
2) Raporun Önsöz bölümünü kaleme alan
UNESCO Genel Direktör Irina Bokova;
- 2000 yılında Dakar'da yapılan Dünya
Eğitim Forumunda kabul edilen "Dakar Eylem için Çerçeve" belgesiyle
belirlenen 2000-2015 dönemi EFA hedeflerinde büyük ilerlemeler sağlandığını,
ancak hükümetlerin, sivil toplumun ve uluslararası toplumun tüm çabalarına
rağmen bu hedeflere ulaşılamadığını;
- 2000 yılından bu yana okula gidemeyen
çocuk ve gençlerin sayısında yaklaşık yarı yarıya azalma göstermesi ve okula
gidebilen çocukların sayısındaki 34 milyon artışın olumlu gelişmeler olduğunu;
en büyük ilerlemenin bilhassa ilköğretim okullaşma oranlarında cinsiyet
eşitliğinin sağlanmasında yaşandığını;
- Diğer yandan, dünyada 58 milyon
çocuğun halen okula gidemediğini ve 100 milyon çocuğun ise ilköğrenimini
tamamlayamadığını; eğitimde eşitsizliğin arttığını ve bunun faturasını en
yoksul kesimlerin ödediğini; çatışma alanlarında okula gidemeyen çocukların
oranının daha da arttığını; ayrıca ilköğretimdeki düşük öğrenme kalitesinin,
çocukların temel becerileri edinememesine sebep olduğunu;
- Eğitime yeteri kadar mali kaynak
ayrılmadığını; birçok hükümetin genel olarak harcamaları artırdığını, ancak çok
azının ulusal bütçede "eğitimi" öncelikler arasına aldığını; benzer
tablonun, eğitim sektörüne tahsis edilen dış yardımlarda da mevcut olduğunu ve
donör ülkelerin 2010 yılından bu yana eğitim alanındaki dış yardımlarını
azalttıklarını;
- Bu dönemden çıkarılacak derslerin
açık olduğunu; yeni eğitim hedeflerinin daha açık ve ölçülebilir olması
gerektiğini; marjinalize olmuş ve dezavantajlı gruplara öncelik verilmesinin
zorunluluk olduğunu belirtmektedir.
3) Raporun birinci kısmında, 2000-2015
dönemi EFA hedefleri bağlamında yer verilen tespitler:
Hedef 1: Okul Öncesi Bakım v e Eğitim
Çocuk ölüm oranlarındaki yüzde 50'lik
düşüşe rağmen, 2013 yılında 6,3 milyon 5 yaş altı çocuğun, çoğunlukla
önlenebilir vakalardan dolayı hayatını kaybettiği; çocuk beslenmesi konusunda
önemli iyileşmeler sağlanmakla beraber, halen dünyada dört çocuktan birinin
beslenme eksikliği nedeniyle yaşına göre kısa boylu olduğu; 2012 yılında 184
milyon çocuğun okul öncesi eğitimde yer aldığı ve bunun 1999 yılına göre
2/3'lük bir artış teşkil ettiği vurgulanmaktadır.
Hedef 2: İlköğretimde Okullaşmanın Evrenselleştirilmesi
İlköğretimdeki okullaşma oranının
1999'da yüzde 84 iken, 2015 yılında % 93 olarak gerçekleşmesinin beklendiği;
özellikle Sahraaltı Afrika ülkelerinde okullaşma oranlarında önemli artış
yaşandığı; yine de halen 58 milyon çocuğun okula gidemediği; okulu terk
oranlarının endişe verici olduğu ve Sahraaltı Afrika'da yüzde 20'ye ulaştığı;
2015 yılı itibarıyla her altı çocuktan birinin, yani yaklaşık 100 milyon
çocuğun ilköğrenimini tamamlayamayacağı belirtilmektedir.
Hedef 3: Gençlerin ve Yetişkinlerin Becerilerinin
Geliştirilmesi
Erken dönem ortaöğretimde okullaşma
oranının 1999'da % 71 iken, 2012'de % 85'e ulaştığı; ancak ilköğretimden
ortaöğretime geçişte yüksek gelirli ve düşük gelirli ülkeler arasındaki
dengesizliklerin sürdüğü; 1999 yılından bu yana 94 ülkenin parasız ortaöğretime
geçtiği ifade edilmektedir.
Hedef 4: Yetişkin Okuryazarlığı
Dünyada 781 milyon okur-yazar olmayan
yetişkin bulunduğu; 2000 yılında % 18 olan okur-yazar olmayan yetişkin oranının
ancak yüzde 14'e düşürülebildiği; dolayısıyla bu oranın yarı yarıya azaltılması
hedefine ulaşılamadığı; bu konuda cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda
ilerleme kaydedilmekle beraber, tam eşitliğe keza ulaşılamadığı
belirtilmektedir.
Hedef 5: Cinsiyet Eşitliği
İlköğretimde 2015 yılı itibarıyla,
ülkelerin % 69'unun cinsiyet eşitliğine ulaşmasının beklenirken, ortaöğretimde
ilerlemenin daha yavaş olduğu ve bu oranın % 48'de kaldığı; özellikle Sahraaltı
Afrika'da en fakir kızların, okula hiç gidememe riskine en fazla maruz durumda
oldukları vurgulanmaktadır.
Hedef 6: Eğitim Kalitesi
İlköğretimde öğretmen başına düşen
öğrenci sayısının, veri elde edilebilen 146 ülkenin % 83'ünde azaldığı;
ülkelerin üçte birinde, ilköğretimdeki öğretmenlerin % 75'ten azının ulusal
standartlara uygun şekilde eğitim aldığı; erken dönem ortaöğretimde, veri elde
edilebilen 105 ülkeden 87'sinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 30'un
altında olduğu; ülkeler tarafından yapılan öğrenme durumu değerlendirmelerinin
sayısı 1990 yılında 12 iken, 2013 yılında bu sayının 101'e çıktığı ifade edilmektedir.
SONUÇLAR
Rapordaki her bölümün sonuçlar başlığı
altında özetle; EFA'nın her çocuğun okula gidebilmesini sağlamaya yönelik bir
çabadan ibaret olarak algılandığı ve gelişmekte olan ülkeler için daha çok
anlam ifade ettiği; bu algının eğitim kalitesi, okul öncesi eğitim ve
yetişkinlerin eğitimi gibi önemli konulara ilginin düşük kalmasına sebep
olduğu; genel olarak bakıldığında, ilköğretimde okullaşmanın evrensel hale
getirilmesi hedefine bile ulaşılamazken, diğer iddialı hedeflerde başarıdan söz
edilmesinin mümkün olamayacağı; ancak küçümsenmemesi gereken ilerlemelerin de
sağlandığı; eğitimde sağlanan ilerlemelerin izlenmesinin Dakar'dan bu yana
önemli gelişim gösterdiği; sonuç olarak, EFA ortaklarının tüm taahhütlerini
yerine getirmemiş olmasına rağmen, programın bazı yönlerden başarılı olarak
nitelendirilebileceği; eğitimde ilerleme sağlamak için siyasi iradenin büyük
önem arz ettiği kaydedilmektedir.
4) Raporun ikinci kısmında 2015 sonrası
eğitim gündemine ilişkin olarak özetle;
- "2015 sonrası Sürdürülebilir
Kalkınma Hedefleri" (SDG) altında dördüncü hedef olarak yer alan eğitim
hedefi ve alt hedeflerinin, eğitimdeki tüm aşamaların birbirleriyle ilintili
olduklarını teslim ederek, EFA programının bütüncül yaklaşımını daha iyi
yansıttığı;
- Birçok eğitim hedefinin açık bir
şekilde tanımlanmadığı ve beklenen sonuçların da yeterince açık olmadığı; bunun
2030 hedeflerine ulaşılmasını olumsuz yönde etkileyebileyeceği;
- Bazı hedeflerin ölçülebilir olmadığı;
ölçülebilir olmayan hedeflerin hesap verilebilirlik seviyesini de azaltacağı;
- Eğitime erişimde eşitlik konusuna
yeterince değinilmediği; parasız ve zorunlu temel eğitime atıfta
bulunulmamasının endişe verici olduğu;
- Yetişkin eğitimi konusunun, hayat
boyu öğrenme için herhalükarda temel bir gereksinim olduğu; ancak bu konunun
EFA hedeflerinde yer alırken, SDG'ler altındaki eğitim hedeflerinde yer
almadığı;
- Yeni eğitim gündeminin eşitlik
boyutunun gerçekleştirilebilmesi için, ülkelerin politika hedeflemelerini
yükseltmeleri, kaynaklarını artırmaları ve ulusal seviyedeki eşitsizlik
göstergelerini belirlemeleri gerektiği;
- 2030 yılı itibarıyla geç dönem
ortaöğretimde okullaşmanın evrensel hale getirilmesi hedefinin gerçekçi
olmadığı; raporun öngörülerine göre bu hedefe mevcut gidişatla 21. yüzyılda
ulaşılamayacağı;
- Geç dönem ortaöğretimde okullaşmanın
evrenselleştirilmesi hedefi üzerine odaklanmanın, temel eğitimde kalitenin
artırılması gibi önemli bir hedefin ihmal edilmesine yol açabileceği;
- Ulusal kaynakların 2030 yılı itibarıyla
temel eğitim hedeflerini karşılamak için yeterli olmayacağı; dış finansman
açığının 2015-2030 dönemi boyunca yıllık 22 milyar ABD Doları olarak
hedeflendiği ve bunun yaklaşık yarısı olan 10,6 milyar Dolar'ın düşük gelirli
ülkeleri ilgilendirdiği;
- Eğitime sağlanan mali yardımların
önümüzdeki birkaç yıl da durgun seyrini koruyacağının öngörüldüğü; 2030
itibarıyla temel eğitim hedeflerinin gerçekleştirilmesi için eğitim alanında
düşük ve alt-orta gelir grubunda yer alan ülkelere sağlanan dış yardımların en
az dört katı artması gerektiği;
- Önceki dönemden alınan dersler
ışığında, yeni hedeflere ulaşılabilmesi için hükümetlerin siyasi taahhütlerinin
devamının sağlanması; eğitim sektöründe bilgi ve uzmanlığın çeşitlendirilmesi;
ulusal politika yapımının ve uygulanmasının güçlendirilmesi ve çok daha fazla
mali kaynağın harekete geçirilmesi gibi hususların kilit önemde olduğu
belirtilmektedir.
5) Raporda ülkemize yapılan atıflar
aşağıda sunulmaktadır:
TÜRKİYE'YE ATIFLAR
- Raporun 48. sayfasında yer verilen
1.1 no'lu grafikte, ülkemiz Orta ve Doğu Avrupa'da çocuk ölüm oranlarının
azaltılmasına ilişkin Bin Yıl Kalkınma Hedefine ulaşma ihtimali düşük olan
ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 52. sayfadaki 1.4 no'lu grafikte,
ülkemize, çocukların beslenmesinde önemli iyileşme sağlayan ülkeler arasında
yer verilmektedir.
- "Arjantin, Brezilya, Fas,
Hindistan, Peru ve Türkiye'de yapılan çalışmalarda, okul öncesi eğitimin,
ilköğretime kayıt, sene tekrarı ve okul terklerinin önlenmesi ve ilköğretimin
ilk dönemlerinde başarı konularına olumlu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu
etki, yoksul ve marjinalize olmuş çocuklar söz konusu olduğunda çok daha büyük
olabilmektedir." (s.58, Kısım 1, Bölüm 1)
- 60. sayfada yer alan grafiklerde,
ülkemiz, okul öncesi eğitim sistemi ve okullaşma oranlarında hızlı ilerleme
sağlayan ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 79. sayfadaki grafikte, ülkemiz
ilköğretim okullaşma oranlarında 1999 yılından bu yana ilerleme sağlayan
ülkeler arasında yer almaktadır.
- "Daha önceki GMR raporlarında da
ortaya konulduğu üzere, Guatemala'da Q'eqchi dilini, Nijerya'da Hausa dilini ve
Türkiye'de Kürtçe'yi konuşanların, ekonomik olarak ve eğitimle ilgili olarak
daha çok mahrumiyet yaşaması muhtemeldir." (s.96, Kısım 1, Bölüm 2)
denilmektedir.
- "2013 yılı Aralık ayı
itibarıyla, 4,8 milyon okul çağındaki Suriyeli çocuğun 2,2 milyonu okula
gidemezken; yarım milyonu ise Irak, Mısır, Türkiye ve Ürdün'de sığınmacıydı.
"The Syrian Network for Human Rights" adlı STK, Suriye hükümetinin
binlerce okulu gözaltı ve işkence merkezine dönüştürdüğünü ve çok sayıda okulun
da kışlaya çevrildiğini iddia etmektedir." (s.104, 2.4 No'lu kutucuk)
şeklinde bir atıf yapılmaktadır.
- "Suriye'de 'Save the Children'
adlı STK tarafından eğitim konulu ve koordinasyon rolü olan bir çalışma grubuna
ev sahipliği yapılmaktadır. 'Suriye Bölgesel Müdahale Planı', Irak, Mısır,
Türkiye ve Ürdün'deki eğitim faaliyetlerini incelemektedir. Eğitim ve Suriyeli
sığınmacılar kriziyle ilgili yüksek düzeyli bölgesel bir konferans
düzenlenmiştir. Faaliyetler arasında okul malzemesi tedariği, okulların ve
öğrenme merkezlerinin rehabilitasyonu ve yaz okulları düzenlenmesi yer
almaktadır. En az 16 kampta çocuklara özel alanlar oluşturulmuştur."
(s.104, 2.4 No'lu kutucuk) beyanına yer verilmektedir.
- 124. sayfadaki 3.8 No'lu tabloda,
2000 yılında yapılan "Dakar Dünya Eğitim Forumu" toplantısından bu
yana, üniversite eğitiminin kadına nazaran erkek için önemli olduğunu
düşünenlerin oranında değişiklikler olduğu, bunun her ülkede olumlu yönde
gerçekleşmediği belirtilmekte, ülkemizde bu oranın azalış gösterdiği
kaydedilmektedir.
- 138. sayfada yer alan 4.1 No'lu
tabloda, çok sayıda ülkenin, 2015 itibarıyla okur-yazar olmayan yetişkinlerin
oranını yarı yarıya azaltma hedefine ulaşamayacağı ileri sürülmekte; öte yandan
ülkemiz bu hedefe ulaşabilen ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 139. sayfada yer alan 4.2 No'lu
tabloda ise, 2015 yılı itibarıyla okur-yazar yetişkinlerin oranlarında
kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasında büyük ilerlemeler sağlayan ülkeler
arasında Türkiye'ye de yer verilmektedir.
- 156. sayfadaki 5.1 No'lu tabloda,
ilköğretimde kız-erkek okullaşma oranları arasında farkların azalmakla beraber,
bazı ülkelerde bu farkın halen yüksek seviyelerde olduğu belirtilmekte;
ülkemiz, bu alanda cinsiyet eşitliğini sağlamış ülkeler arasında
gösterilmektedir.
- 160. sayfadaki 5.4 No'lu tabloda,
2011-2012 yıllarında kızların ilköğretime kaydolma eğilimlerinin daha düşükken,
erkek öğrencilerin de okulu bırakma eğilimlerinin daha yüksek olduğu
belirtilmekte, ülkemiz, bu alanda da "cinsiyet eşitliği" alanında
belli standartlara ulaşmış ülkeler kategorisinde tanımlanmaktadır.
- 162. sayfadaki 5.6 No'lu tabloda,
ortaöğretimde kız-erkek okullaşma oranları arasındaki fark azalmakla beraber,
bazı ülkelerde farkın halen büyük olduğu belirtilmekte, ülkemiz keza bu alanda
cinsiyet eşitliğini sağlayabilmiş ülkeler arasında zikredilmektedir.
- (s.166, Kısım 1, Bölüm 5)
"Türkiye ve Hindistan, ilköğretimde ve erken dönem ortaöğretimde, kız-erkek
okullaşma oranları arasındaki farkları kapatmışlardır. Türkiye'de, ilköğretim
ve erken dönem ortaöğretim okullaşma oranlarının yükseltilmesi için yapılan
mevzuat değişikliği ve okul inşaatları, fakir hane halklarında yaşayan kız
çocuklarının okula gönderilmesine mali teşvik sağlanan bir ulusal farkındalık
kampanyasıyla desteklenmiştir." denilmektedir.
- (s.167, Kısım 1, Bölüm 5)
"Türkiye'de, kızların okullaşma oranının artırılması için yürütülen ulusal
bir kampanyaya çok sayıda paydaşın dahil edilmesi, hedef illerde kayıt
oranlarının artışıyla sonuçlanmıştır." beyanına yer verilmektedir.
- (s.167, Kısım 1, Bölüm 5)
"Türkiye'nin anayasasında ve ceza kanununda kadın hakları halen tam olarak
koruma altında değildir. Evde kadına karşı şiddet oranı yüksek seyretmekte,
kadınların siyasi alana ve işgücü piyasasına katılımları düşük
kalmaktadır." denilmektedir.
- 168. sayfadaki 5.1 No'lu kutucukta,
"Haydi Kızlar Okula"
kampanyası anlatılarak, kampanyanın hedef illerde kızların okullaşma oranının
artırılmasında başarı sağladığı belirtilmektedir.
- 182. sayfadaki 5.9 No'lu tabloda,
matematik alanında erkekler kızlardan daha başarılıyken, kızların da okumada
erkeklerden daha başarılı oldukları belirtilmekte ve bu durumun geçerli olduğu
ülkeler arasında ülkemize de yer verilmektedir.
- "Öğretmenler, Çin, Mısır, Kore
Cumhuriyeti, Singapur ve Türkiye'de Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'dan
(Yunanistan hariç), daha yüksek statüye sahiptirler. Almanya'da insanların
yüzde 20'sinden azı çocuklarını öğretmen olmaya teşvik ederken, Türkiye'de bu
oran yüzde 40, Çin'de ise yüzde 50'ye ulaşmaktadır." (s.201, Kısım 1,
Bölüm 6)
- "Türkiye'de ilköğretim
müfredatı, işgücü piyasasındaki değişikliklere uyum sağlanması amacıyla 2004
yılında gözden geçirilmiştir. Aynı zamanda AB üyeliğine aday olan Türkiye, AB
standartları ve eğitim perspektifini benimseme konusunda açık bir siyasi
iradeye sahiptir." (s.206, Kısım 1, Bölüm 6)
- "Türkiye'de 2004 yılında
getirilen yeni müfredatla, geleneksel bilgi temelli müfredattan, iletişim,
soruşturma, girişimcilik ve bilgi teknolojilerinin kullanımına odaklanan beceri
temelli yaklaşıma geçilmiştir. (s.207, Kısım 1, Bölüm 6)
- "Türkiye'de sınav uygulamaları,
müfredat hedefleriyle uyumlu hale getirilmemiş; bu durum, okulların eğitim
alanında başarıyı garanti etmediği anlayışını yerleştirmiş ve özel ders
talebinin artmasına yol açmıştır." (s.208, Kısım 1, Bölüm 6)
- "Ortaöğretimde dil ve
yoksulluktan kaynaklanan dezavantajlar sürmektedir. GMR ekibi tarafından
gerçekleştirilen yeni analiz, Türkiye'de 15 yaşında Türkçe konuşmayan,
ağırlıklı olarak Kürtçe konuşan çocuklar PISA 2012 değerlendirmesinde en düşük
başarı oranlarını elde etmişlerdir. Türkçe konuşmayan, yoksul çocukların yüzde
50'si, ulusal ortalama yüzde 80 iken, okumada asgari öğrenme başarısına
ulaşabilmiştir." (s.210, Kısım 1, Bölüm 6)
- 222. sayfada yer alan 7.1 No'lu
tabloda, birinci EFA hedefi olan, okul öncesi eğitimde okullaşma oranının 2015
yılı itibarıyla en az % 80'e çıkarılmasına ilişkin olarak, ülkemiz bu hedefi
yakalama ihtimali düşük görünen, ancak hedefe varma yolunda güçlü ilerleme
sağlayan ülkeler arasında gösterilmektedir.
- 223. sayfadaki 7.2 No'lu tabloda,
ikinci EFA hedefi olan, 2015 yılı itibarıyla ilköğretimde evrensel okullaşmaya
ulaşılmasına ilişkin olarak, ülkemiz bu hedefe yakın, ancak yavaş ilerleyen
ülkeler (% 95-96) arasında yer almaktadır.
- 231-234. sayfalarda yer alan
ülkelerin EFA performansına ilişkin tabloda, ülkemize 65. sırada ve orta
seviyede ilerleme sağlayan ülkeler arasında yer verilmektedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)