29 Ekim 2014 Çarşamba

Disleksiyi Anaokulu Çağında Teşhis Etmek

Disleksiyi Anaokulu Çağında Teşhis Etmek

Erken teşhisin en temel hedeflerinden birisi, disleksinin kötü ününü ortadan kaldırmak için çocuklara yardımcı olmak.

Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çoçuklar Eğitim Vakfı 
Adres: Kısıklı Mahallesi, Alemdağ Caddesi Yanyol Sokak No:28 Üsküdar - İstanbul
Telefon: 0216 335 01 60 - 61
Telefon (Müdür): 0553 352 44 53
http://www.tuzdev.org/

6. sınıfa giden Josh Thibeau kendini bildiğinden beri okuma zorluğu yaşıyor. Kişisel hedefi ise tek bir Harry Potter kitabını sonuna kadar okuyabilmek.

Birinci sınıftayken Josh’un ailesi onu Boston Çocuk Hastanesi’nde disleksinin genetiğinin araştırıldığı bir araştırmaya kaydettirdi. O zamandan itibaren Josh’un beyninin düzenli MR’ları çekildi.

Hem Josh’da hem de üç biyolojik kardeşinin hepsinde de değişen seviyelerde disleksi var. Josh neredeyse her gün beyninin akranlarınınkinden daha farklı çalıştığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda. Josh bu farkları göstermek için beyninin taramalarını bile onlarla paylaşmış. Ama bazı çocuklar hala durumu anlamıyor.
“’Sen aptal mısın?’ diye soran bir öğrenci bile vardı. Çünkü benim beynim farklı bir şekilde çalışıyordu. Ben de ona, ‘Hayır ben aptal değilim, ben sadece dislektiğim’ dedim” diye anlatıyor Josh.

Okuma Öncesi Beyin
Amerika’daki her sınıfta ortalama bir ya da iki çocukta beyine dayalı bir öğrenme bozukluğu olan ve okumayı zorlaştıran disleksi görülüyor.
Uzmanlar, DEHB ya da otizm gibi nörogelişimsel bozukluklarla kıyaslandığında, disleksi üzerine yapılan araştırmaların çok daha ileri gittiğini söylüyor. Bunun bir sebebi de disleksinin kendini çok belirgin bir davranışta açığa çıkarması: Oldukça temel bir davranış olan okumak.
Yeni yapılan bir araştırma, çocuklar henüz okumayı öğrenmeden bile disleksinin yakalanabileceğini gösteriyor. Ve erken teşhis, anne babaların, eğitimcilerin ve doktorların bu davranış bozukluğuyla mücadele etme şekillerini derinden etkilemeye başlayabilir.
Yakın bir zamana kadar (hatta bazen bugün bile) okuma zorluğu yaşayan çocukların zeki olmadıkları ya da motivasyonlarının düşük olduğu düşünülürdü. Şimdi bunun doğru olmadığı netleşti: Disleksi beyin devresindeki fizyolojik farklılıklardan kaynaklanıyor. Bu farklılıklar, çocukların, ses birimi (fonem) denen dilin küçük parçaları ile işlem yapmalarını zorlaştırıyor ve bu konuda daha az becerikli olmalarına sebep oluyor. Bu çocuklar için okumaya giden yol çoğunlukla bocalama, kaygı ve yetersizlik duygularıyla dolu.
Araştırmacılar anaokulu çocuklarından – çocuklar daha okumadan – alınan beyin ölçümlerinin, çocukların okuma konusunda ne kadar iyi ya da kötü olacağı tahminlerini belirgin bir şekilde güçlendirdiğini söylüyor.

Disleksiyi Beyin MR’ında Görmek
MR teknolojisini kullanan araştırmacılar, artık disleksi ile ilişkili olan spesifik bir sinir yolunun – beynin sol yarım küresinde yer alan beyaz bir yol – yerini belirleyebiliyorlar. İsmi; yay demeti (arcuate fasciculus).
“Bu, beynin ön kısmındaki dil alanları ile şakak temporal lobundaki dil için önemli olan alanların ilişki kurmasını sağlayan kemer şeklinde bir lif demeti” diyor nörobilimci Elizabeth Norton.
Norton anaokulundaki çocukların beyin incelemelerini nasıl yorumladıklarını şöyle anlatıyor: “Henüz anaokulundayken bile okuma öncesi yüksek puanlar alan çocukların arcuate fasciculus‘u hem daha büyük hem de daha iyi organize. Diğer taraftan sıfır puan alan bir çocuğun çok küçük ve pek de organize olmayan birarcuate fasciculus‘u bulunuyor. Henüz çocukların beyninin resmini çekip, ‘Evet bu çocuk dislektik olacak’ demeye hazır değiliz, ancak bu noktaya gittikçe yaklaşıyoruz.”

Norton’un meslektaşı nörobilimci ve pediatri yardımcı profesörü Nadine Gaab de 4 aya kadar olan bebeklerin beyinlerini inceliyor. Gaab’e göre doğumda ya da doğumdan kısa bir zaman sonra, çocukların beyin yapıları, disleksinin gelişim belirtilerini gösterebiliyor. Gaab’in en büyük ümidi, yaptıkları araştırmaların bir gün sınıflara kadar girmesi ve ‘disleksi paradoksu’ adını verdiği şeyin ortadan kaldırılması.
“Bazı araştırmalar müdahalenin en çok anaokulunda ya da birinci sınıfta etkili olduğunu söylüyor. Yine de disleksi teşhisi için birkaç yıl boyunca – ikinci sınıfın sonu, üçüncü sınıfın başı – okuma başarısızlığı yaşamanız gerekiyor. İşte paradoks burada başlıyor.”
Eğer bu erken beyin taramalarının disleksiyi önceden tahmin ettiği kanıtlanırsa, bu kez erken müdahalenin neler olması gerektiği gibi yeni sorular ortaya çıkacak. Erken teşhisin en temel hedeflerinden birisi, disleksinin kötü ününü ortadan kaldırmak için çocuklara yardımcı olmak.
Öğrenme problemleriyle – çoğunlukla disleksi ile – ilişkili kaygı yaşayan çocukları tedavi eden nöropsikolog Kelly Lowery, “Onlardan okumalarını istediğiniz zaman ağlayan öğrencilerim var. Bu bir travma deneyimidir” diyor.

Saklaması Zor Bir Sorun
Dil temelli öğrenme yetersizlikleri alanında uzman olan Carroll Okulu’ndaki öğrencilerin bazıları artık disleksi sorunlarını bir sır olarak saklamak zorunda değiller. Gözlükleri olmadan kelimeleri göremediklerini söylemek ya da kendilerine okuması için arkadaşlarından rica etmek gibi birçok yöntem kullanan bu öğrenciler, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Ben kelimeyi mırıldanırdım ya da gerçekten çok sessiz bir şekilde söylerdim ve böylece söylemiş gibi yapardım.”
“Koridorda koşarak kaçtığımı biliyorum. Özellikle bir çocuk vardı. Bana bağırırdı, beni yakalayıp ‘Sen okuyamıyorsun, şimdiye kadar öğrenmiş olman gerekirdi, sen yedinci sınıftasın!’ gibi şeyler söylerdi. Öğretmenler ise sadece seyrederlerdi. Okulda pek eğlenmezdim yani.”
“Her gün hasta numarası yaptığımı hatırlıyorum. 6, 7 ve 8. sınıflar hayatının en güzel yılları derler ama benim için işkenceydi.”
Sadece özel bir okula gidecek kadar şanslı olan çocuklar değil, keşke tüm çocuklar teşhis edilebilse ve küçük sınıflarda çok daha erken yaşlarda birebir günlük derslerle dil temelli okuma desteği alabilseler. Ancak araştırmacı Nadine Gaab, her okulun elini taşın altına koymaya niyetli olmadığını keşfettiğinde şaşırdığını söylüyor.
“Okulların bazıları bu konuya çok açıktı ve her yeni gelen anaokulu öğrencisini test etmemizden mutluluk duyuyorlardı. Ancak bize ‘Kusura bakmayın sizi istemiyoruz. Çünkü eğer risk altındaki çocuklar teşhis edilirse ve bizimde bu konuda bir şeyler yapmak için yeterli kaynağımız olmazsa, aileler bizimle ilgili hayal kırıklığı yaşayabilirler’ diyen okullar da vardı”
Araştırmacılar her çocuğa MR yapılmasını önermiyor. Ancak eğer bir çocuğun aile geçmişinde disleksi varsa ve eğer çocuk okuma sorunlarına yönelik erken belirtiler gösteriyorsa, teşhisi sağlayan bir beyin taraması, uzun yıllar sürecek bir akademik başarısızlığın önünü kesebiliyor.

Bir Annenin Görüşü
Bir araştırma konusu olan ve nasıl öğrendiğini anlamayı başaran bir öğretmen bulmak için sayısız okul değiştiren bir çocuk olarak Josh Thibeau, artık kendi beyninin benzersizliğini takdir ediyor.
“Bana beynim bir kütüphane olarak tarif edildi. Artık onun sürekli değişen bir labirent olduğunu düşünüyorum. Umarım bir gün tek bir düz çizgi olacak. Benim ulaşmaya ihtiyacım olan şey o.”
Josh’un annesi için kendi okuma sevgisini çocuklarıyla asla paylaşamayacağını ve bir öğrenme bozukluğu ile birlikte gelen zorluklardan kaçmanın mümkün olmadığını bilmek üzücü bir his.
“Çocukların çok zorlandığını ve ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını görüyorsun. Sonra onların kötü ya da güvenli olmayan seçimler yapan ergenlere dönüştüğüne şahit oluyorsun.”
Dislektik çocuklar için erken teşhisle gelen erken müdahalenin çok ümit verici olduğunu söyleyen Josh’un annesi, “Bu, tüm topluluğa, yani anne babalara ve okullara, çocukların kendilerini zekası yetersiz ya da değersiz olarak görmelerinden korumaları için bir fırsat verecektir. Ayrıca onların muhteşem potansiyellerine gerçekten ulaşabildiklerini görmemizi sağlayacaktır” diyor. “Altta yatan zayıflıklar ve problemler bir kez çözüldüğünde bu çocuklar çok fazla becerisi olan gerçekten zeki insanlar.”




--- 
 "TÜZDEV ÜSTÜN ZEKALILAR EĞİTİMLERİ" Grubu
http://groups.google.com/group/tuzdevvakif 

25 Ekim 2014 Cumartesi

TUBİTAK Finansman Desteği Gerçekleştirilmiş Ar-Ge Projelerine Erişim

http://uvt.ulakbim.gov.tr/uvt/index.php?keyword=e%F0itim&s_f=1&command=TARA&the_page=&the_ts=&vtadi=TPRJ&cwid=3#alt

ULAKBİM Türkiye Ulusal Akademik Bilgi Portalı- 340 Dergi

http://taka.ulakbim.gov.tr/taka/dergi_portal.php?start=20

http://uvt.ulakbim.gov.tr/dergiler/kondrglist.php?vt=sosyal&k=E%F0itim+Bilimleri

EĞİTİM BİLİMLERİ DERGİLERİ LİSTESİ

NoDergi AdıISSN
1Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi1302-5007
2Akdeniz Eğitim Araştırmaları Dergisi1309-0682
3Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi1301-3718
4Cito Eğitim: Kuram ve Uygulama1309-0526
5Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi1302-9967
6Değerler Eğitimi Dergisi1303-880X
7Eğitim Araştırmaları1302-597X
8Eğitim ve Bilim1300-1337
9e-Eğitimde ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi1309-6575
10Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi1301-9058
11Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi1300-5340
12Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi1308-5107
13e-İlköğretim Online (elektronik)1305-3515
14Kastamonu Üniversitesi Kastamonu Eğitim Dergisi1300-8811
15Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri1303-0485
16Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi1300-4832
17Kuramsal Eğitimbilim Dergisi1308-1659
18e-Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (MAKÜ) (elektronik)1302-8944
19Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi1305-5429
20Milli Eğitim1302-5600
21e-Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi (elektronik)1307-6086
22e-Novitas-Royal (elektronik)1307-4733
23Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi1300-302X
24Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi1301-0085
25Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisii2146-0655
26Sosyal Politika Çalışmaları1303-0256
27Spor Bilimleri Dergisi: Hacettepe Üniversitesi1300-3119
28Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi1309-5110
29Spormetre1304-284X
30Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi1300-9435
31e-TÜFED / Türk Fen Eğitimi Dergisi (elektronik)1304-6020
32e-Türk Spor ve Egzersiz Dergisi2147-5652
33Yükseköğretim ve Bilim Dergisi

6 Ekim 2014 Pazartesi

Eğitime Hazırız

Eğitime Hazırız "Kılavuz"

Okul Yöneticilerinin eğitime hazırlıklarını tamamlanmasında yardımcı olmak amacıyla hazırlanan kılavuz.

Soru Sorma Teknikleri



Soru Sorma Teknikleri

Soru sorma teknikleri konusunda 
Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü Başmüfettişi Halil ARIK tarafından bilgi notunda belirtildiği üzere soru sınıflamasında en iyi bilinen ve kullanılan sistem Bloom’un taksonomi sistemidir. 

Bloom soru düzeylerini aşağıdaki basamaklara ayırmıştır: 
1. Bilgi basamağı(Hatırlama) 
2. Kavrama basamağı(Anlama) 
3. Uygulama basamağı 
4. Analiz basamağı(Çözümleme) 
5. Sentez basamağı(Birleştirme-Yapılandırma) 
6. Değerlendirme basamağı 

4 Eylül 2014 Perşembe

Panel | Türkiye'nin 2023 Hedefleri ve Eğitimde 'Orta Kalite Tuzağı


http://file.setav.org/Files/Pdf/20140606125811_turkiye%E2%80%99nin-2023-vizyonu-ve-egitimde-%E2%80%9Corta-kalite-tuzagi%E2%80%9D-pdf.pdf

http://www.youtube.com/watch?v=k5g6Ls2klR8


 

TARİH: 09 HAZİRAN 2014 SAAT: 11:00 - 13:00 YER: SETA Ankara
LCV ve DETAYLI BİLGİ İÇİN: rsvp@setav.org | Müberra Görmez | 0312 551 21 85
ModeratörBekir S. Gür, SETA
Konuşmacılar
  • Serdar Polat, Kalkınma Bakanlığı
  • Emin Karip, MEB Talim ve Terbiye Kurulu
  • Alipaşa Ayas, Bilkent Üniversitesi
SETA tarafından yayınlanan “Eğitimde 2023 Vizyonu ve Eğitimde ‘Orta Kalite’ Tuzağı” başlıklı raporun tanıtımı amacıyla düzenlenen panelde, Kalkınma Bakanlığı Uzmanı Serdar Polat, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alipaşa Ayas değerlendirmelerde bulundu.
POLAT: SINAVLA ÖĞRENCİ ALAN OKUL SAYISI SINIRLANDIRILMALI
Moderatörlüğünü SETA Eğitim Direktörü Bekir Gür’ün yaptığı panel, raporun yazarı Serdar Polat’ın sunumuyla başladı. Raporun dayandığı veri seti olan PISA 2012 sonuçlarının değerlendirmesiyle sunumuna başlayan Polat, Türkiye’de eğitimin gelişmesinin kayda değer fakat yeterli olmadığını belirtti. Rapordan hareketle Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi ve ‘orta kalite tuzağı’na düşmeden eğitim kalitesini arttırabilmesi için çözüm önerilerinde bulundu:
• PISA ve TIMSS gibi çalışmalarda en başarılı ülkeler ile eğitim sisteminde hızlı gelişme gösteren ülke örneklerinin eğitim politikaları ve reformları takip edilmeli.
• Öğretmen, program, ölçme ve değerlendirme, yönetişim, materyal, süreç vb. nitelikleri geliştirerek öğrenme çıktılarının ülke genelinde geliştirilmesinin amaçlandığı bir eğitim stratejisi ve felsefesi oluşturulmalı.
• Eşitlik ve kaliteyi geliştirmek için kaynaklar, öncelikli olarak dezavantajlı bölgelerdeki okullara yönlendirilmeli.
• Asgari standartları elde edemeyen öğrencilere yönelik, etkin bir telafi eğiti­mi sunulmalı.
• Daha eşitlikçi bir eğitim sistemi tesis etmek için, sınavla öğrenci alan okul sayısı ve öğrenci oranları sınırlanmalı.
• Dezavantajlı bölgelerde daha tecrübeli öğretmenler istihdam edilmeli, bu öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde çalışmalarını sağlayacak teşvik mekanizmaları kurulmalı.
KARİP: BU RAPOR EĞİTİM TARTIŞMALARI İÇİN DÖNÜM NOKTASI
Polat’tan sonra söz alan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip, bugüne kadar yapılan bütün eğitim tartışmalarında bir ‘sızlanma’ olduğunu, bu raporda ise neler yapılabileceğine dair somut önerilerin yer aldığını, bu açıdan raporun bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Türkiye’de eğitimde yaşanan sorunlara da değinen Karip, öğretim materyallerinin öğrenci seviyelerine göre çeşitlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ailelerin çocukları eğitim için desteklemesinin ödevlerine yardım etmek olmadığını, moral motivasyon desteğinin gerektiğini belirten Karip, sorumlu kişiler olarak sorunların çözümünde kamuoyu ve sivil toplumdan daha fazla katkı beklediklerini söyledi. 
AYAS: ORTA KALİTE TUZAĞINA DÜŞMEMEK İÇİN ÖĞRETMEN EĞİTİMİNE ÖNEM VERİLMELİ
Panelin üçüncü konuşmacısı Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alipaşa Ayas sunumunda, öğretmen yetiştirme sistemi üzerinde durdu. Daha nitelikli bir eğitim sistemi için öğretmenlerin niteliğinin artırılması gerektiğini belirten Ayas, öğretmen yetiştirme sisteminde iyileştirmelere ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Okul Güvenliği Ülkelerin Başarı Sıralamasında Çok Etkin

Okul güvenliği konusu gelişmekte olan ülkelerkadar gelişmiş ülkelerde de önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Öğrencilerin kendilerin okul ortamında güvenli ve huzurlu hissetmeleri ülkenin uluslararası sıralamadaki yerini 10 sıra yükseltecek kadar önem taşımaktadır.

http://www.colorado.edu/cspv/publications/safeschools/SCSS_PlanningGuide.pdf

http://www.ncpeapublications.org/attachments/article/575/School%20Safety.pdf

KHAN AKADEMİ

Yaz tatili öğrencilerimize hem dinlenmeleri hem de sportif, kültürel ve sosyal faaliyetleri gerçekleştirmeleri için önemli bir fırsat teşkil eder.

Ne var ki yıl boyunca öğrenmek için çaba sarf eden öğrenciler genellikle uzun yaz tatilinin ardından okula başladıklarında dersleri takip etmekte zorlanabilir, bir önceki yıla ait bilgileri hatırlamakta güçlük çekebilirler. Yaz tatillerinin iyi planlanması gerekir, bilgileri taze tutmak için her gün 15 dakikalık çalışma zamanı ayrılması önerilmektedir. Fakat, öğrencilerin bütün ders kitaplarını tatil boyunca yanlarında taşımaları da pek mümkün değildir.

Milli Eğitim Bakanlığı EBA Eğitim Bilişim Ağı’nda yer alan içeriklerden yararlanmak öğrencilerimize kolaylık sağlamaktadır. www.eba.gov.tr

Yüzlerce ders videosunun ücretsiz olarak yayınlandığı www.eba.gov.tr internet sitesinde öğrenciler pek çok farklı konuda dersler bulabilir; hem kendilerini geliştirebilir hem de eksiklerini telafi edebilirler. 

Örneğin matematik alanında KHAN Academy Türkçe dersleri ortalama 8 dakika uzunlukta olduğu için çocuklarımız her gün sıkılmadan birkaç video izleyebilir, bilgilerini taze tutabilirler. 

Dünya genelinde verdiği 400 milyondan fazla ders ile önemli bir başarı yakalamış olan internet öğrenim platformu KHAN Academy’nin Türkçe ders videolarına Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği kapsamında http://www.eba.gov.tr/video/khan-akademi adresinden tamamen ücretsiz olarak erişilebilmektedir. Öğrencinin videoyu gerektiğinde durdurarak ya da tekrar ederek konuyu kendine en uygun hızda öğrenmesi de dersin pekiştirilmesine katkıda bulunur ve ustalaşarak öğrenmeyi sağlar. Bu durumda öğrenci yeni okul yılına çok daha hazır olarak başlayacaktır.


ISLLC Okul Liderlik Standartları

Bir okul yöneticisi, "Lider" olarak tüm öğrencilerin başarıısı için aşağıdaki standartları izler, teşvik eder ve uygular.

Standart 1: Okul toplumu tarafından paylaşılan ve desteklenen bir vizyonunun oluşturulmasını ve geliştirilmesini sağlar, bayraktarlığı yapar, dillendirir ve uygular.

Standart 2: Çalışanların mesleki gelişimi ve öğrenci öğrenmelerine uygunbir öğretim programı ve okul kültürünün oluşturulması, desteklenmesi ve sürdürülmesi için çaba sarfeder.

Standart 3: Etkili, verimli ve güvenli bir öğrenme ortamı oluşturmak için örgütün iyi yönetimini, işleyişini ve kaynkalarını sağlar.

Standart 4: Aile ve toplum üyeleriyle işbirliği yaparak farklı çıkar ve ihtiyaçlarını karşılamak için toplum kaynaklarını seferber eder.

Standart 5: Dürüstlük ve hakkaniyet çerçevesinde etik kurallara uygun olarak hareket eder.

Standart 6: Toplumdaki sosyal, politik, ekonomik, yasal ve kültürel bağlamları anlar, tepkide bulunur ve çöümlemek için çalışır.

Daha fazla bilgi için:www.ccsso.org

Kaynak: Eğitim Yönetimi, Wayne K. Hoy, Cecil G. Miskel, Nobel Yayınevi www.nobelyayin.com

4 Temmuz 2014 Cuma

FATİH Projesi Üzerine Bir Değerlendirme

https://mail.google.com/mail/u/0/?tab=wm#sent/147030c59cafd1f3?projector=1

OECD PISA webinar on 10 July 2014


Dear Professor Colakoglu
OECD Education and Skills Webinar series
PISA 2012 Results: Students and Money
Financial Literacy Skills for the 21st Century
You are invited to attend a webinar with Andreas Schleicher, Director of the OECD Directorate for Education and Skills to present the sixth volume of PISA 2012 results.
OECD for the first time examines 15-year-old students’ performance in financial literacy in the 18 countries and economies that participated in this optional assessment. It also discusses the relationship of financial literacy to students’ and their families’ background and to students’ mathematics and reading skills. The volume also explores students’ access to money and their experience with financial matters. In addition, it provides an overview of the current status of financial education in schools and highlights relevant case studies.
When: 17:00 Paris time (GMT +2) on Thursday 10 July 2014
  • New York (11:00 EDT)
  • London (15:00 GMT)
Where: The convenience of your own computer. For registration see instructions below.
--------------------------------------------------------
To register for the online webinar
--------------------------------------------------------

1. Go to https://oecd1000.webex.com/
2. Select the event and click "Register". The password for registration is OECDEDU
3. On the registration form, enter your information and then click "Submit".

OECDdirect E-mail Alerts

This e-mail alert is sent following your request to receive this newsletter from OECDdirect. To register, change your interests simply update your profile at " MyOECD". To unsubscribe from this newsletter click here.
Please feel free to forward this "OECDdirect" message to your colleagues.
Your Privacy - Our Promise
It's simple, we won't share your name and address with anyone.

2 rue André-Pascal, 75775 Paris Cedex 16, France


2 Temmuz 2014 Çarşamba

Financing Schools in Europe 2014 by EC

Financing Schools in Europe 2014 by EC

EXECUTIVE SUMMARY
Introduction
Since the onset of the economic crisis in 2008, calls for efficient public spending have intensified.
Against this background of tight public finances, the European Commission has called on Member
States to protect or promote longer term investments in education (1). Nevertheless, today's economic
circumstances can be regarded as an opportunity to reflect on how to build more efficient and
sustainable funding systems for education.
When countries are looking for ways of making reforms, they often look to other countries for
inspiration. This report provides a framework for understanding the structure of funding systems for
public sector school level education in Europe. It also delivers a short comparative analysis of the
authority levels involved, and methods and criteria used for determining the level of resources for
financing school education. It is a starting point for dialogue and peer-learning between countries.
While the funding arrangements implemented in one country may not necessarily work in another,
they may serve as inspiration for reforms, especially for countries sharing similar traditions in public
funding and organisation. However, it must be stressed, as will be described below, that there are
limitations on how far any model can be applied in other contexts.
This report shows an overall picture of great variety across Europe with respect to funding systems.
These systems have developed over many decades to meet the needs of individuals, wider society
and the economy. The changing priorities of education systems have also shaped the way in which
funding systems have developed. While the complexity of funding systems should not be overstated, it
is important to recognise the particular national context when considering policy reforms, as certain
types of reform may work differently in different countries.
Chapter 1 examines the authorities involved with school funding, and more specifically to what extent
regional and local authorities transfer resources from central/top level to schools, and whether they
contribute to the financing of school education using their own revenue, such as local taxes.
Chapter 2 examines what methods central/top-level authorities use for allocating funds, focusing on
whether they use common agreed rules (funding formula), or whether they make allocations on the
basis of an estimation of needs of schools (budgetary approval/discretionary determination).
Chapter 3 examines the criteria involved when establishing the volume of resource allocations. It
analyses both input-based criteria and output- or performance-based criteria.
The report examines the funding of primary and general secondary education and covers 27 of the
28 EU (2) Member States as well as Iceland, Liechtenstein, Norway and Turkey.
Several levels of public authority involved in delivering funding to schools.
Providing a comprehensive overview of the funding process and the specific roles of the various public
authorities involved is a complex task. This complexity arises partly from the idiosyncrasies of the
political and administrative landscape of each country and the way funding responsibilities, in general,
are shared between authorities. Moreover, the resources needed for schools to operate effectively are
very different in nature (i.e. staff, capital goods and operational goods and services). This may go
(1) For example: Annual Growth Survey 2014 {SWD(800) final}.
(2) Luxembourg did not participate to the data collection for this report.

1 Temmuz 2014 Salı

NSBA National School Boards Association

NSBA National School Boards Association

Working with and through our state associations, NSBA advocates for equity and excellence in public education through school board leadership. We believe education is a civil right necessary to the dignity and freedom of the American people, and all children should have equal access to an education that maximizes his or her individual potential. 

29 Haziran 2014 Pazar

SETA Vakfı 3000'e yakın Rapor, Haber, vb. Kaynak

SETA Eğitim Yayınları

ASOS İndeksinde Eğitim Konulu 500den fazla Makale


ASOS Akademi Bilimler Index

Türkiye'de Yükseköğretim Karşılaştırmalı Bir Analiz/yorum SETA

Yükseköğretime önem veren ülkelerde bilim, teknoloji ve insangücü bakımından ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkiye’de de toplumsal istikrar ve sürdürülebilir bir kalkınmanın gerçekleşmesinde üniversitelerden çok şeyler beklenmektedir. Ancak yükseköğretimimiz ciddi sorunlarla karşı karşıya olmasına rağmen, bu sorunlar, kapsamlı bir şekilde analiz edilmemiş ve çözüm odaklı çalışmalar yetersiz kalmıştır.

Türkiye'de Yükseköğretim Karşılaştırmalı Bir Analiz/yorum SETA

Yüksek Öğretimde Sınır Ötesi Ortaklık Tecrübeleri SETA Vakfı

Yükseköğretimde Sınır-Ötesi Ortaklık Tecrübeleri, Türkiye’nin mevcut ortaklıklarının kapsamlı değerlendirilmesine yönelik yapılacak çalışmalara kavramsal temel teşkil edebilecek tartışmaları bir arada sunuyor.
Yüksekoğretimde Sınır Ötesi Ortaklık Tecrübeleri SETA Rpor

Ulusal ve Uluslararası Karşılaştırmalarla Öğretim Üyeliği Maaşı

Türkiye’de üniversitelerde çalışan akademisyenlerin maaş durumunu ulusal ve uluslararası kıyaslamalarla inceleyen rapor, konuyla ilgili alınabilecek tedbirler için gerçekleştirilebilir öneriler sunmaktadır.
Ulusal ve Uluslararası Karsilastirmalarla Öğretim Üyeliği Maaşı SETA Rapor

Türkiye'nin İnsan Kaynağının Belirlenmesi SETA Rapor

Rapor, son dönemde eğitimde sağlanan performans artışının sürdürülmesi ve Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için eğitimde atılması gereken adımları tartışmaktadır.
http://setav.org/tr/turkiyenin-insan-kaynaginin-belirlenmesi/rapor/2379

Türkiye'de Lisansüstü EğitimTürkiye'nin 2023 Vizyonu ve Eğitimde Orta Kalite Tuzagi

Türkiye'de Milli Eğitim Sistemi Yapısal Sorunlar ve Öneriler SETA Raporu

Turkiyede millî-egitim-sistemi-yapisal-sorunlar-ve-oneriler/rapor/626

28 Haziran 2014 Cumartesi

Ögretim Uyesi ve Arastirmaci Yetistirilmesi Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Ögretim Elemanlarına Sağlanacak Destekler

YOK’ten alinan ve http://genduy.odtu.edu.tr/2014/yurtdisi-arastirma-destekleri.pdf adresinde verilen yazida; “Ogretim Uyesi ve Arastirmaci Yetistirilmesi Amaciyla Yurtdisina Gonderilecek Ogretim Elemanlarina Saglanacak Destekler Ile Diger Hususlara Iliskin Esas ve Usuller”de degisiklik yapildigi ve bu degisiklik kapsaminda asagidaki kararlarin verildigi bildirilmektedir:

1- Esas ve Usullerin 4. maddesinin
    a) 1. fikrasi kapsaminda, yuksek lisans egitiminin tez asamasinda olanlara saglanan desteklerin,
    b) 3. fikrasi kapsaminda, doktora sonrasi arastirmacilara saglanan desteklerin,
    c) 4. fikrasi kapsaminda, ogretim uyelerine saglanan desteklerin,

yururlugunun 31.12.2013 tarihi itibariyle durdurulmasina karar verilmistir. 

Bu kapsamda, ogretim uyelerimizin ve elemanlarimizin mali destek talepleri kabul edilmeyecektir.

2- Esas ve Usullerin 4. maddenin 2. fikrasi uyarinca destek verilen, doktora egitiminin tez asamasinda olan arastirma gorevlilerinin taleplerinin degerlendirilmesinde ise; “Son uc yil icinde kamu kaynagi kullanarak, bir aydan uzun sureli yurtdisinda bulunmamis olmak” şartı aranacak ve bu kapsamda yapilacak gorevlendirmeler “en fazla 6 ay” sureyle yapilacaktir. 

AB Üniversitelerinde Bilimsel Özgürlük ve Kurumsal Özerkliği Gelişiyor

https://www.dropbox.com/sh/qbhpqh45mt9y5kx/AAAeiGMAje7t7hK48LvVKy9ba